2023’ün ilk altı ayına ilişkin mali sonuçlarla ilgili açıklamalarda bulunan TSB Başkan Vekili Taylan Türkölmez, yarı yılda yatırım gelirlerinde sağlanan yüksek performansın sürekliliğinin olmadığına dikkat çekerek “Kur artışlarının neden olacağı gecikmeli enflasyonun oluşturacağı maliyet baskısıyla şirketlerimiz, yarı yıldaki kârlarını, yılın ikinci yarısında söz konusu etkileri azaltmada kullanacaklar” dedi.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Vekili Taylan Türkölmez, sigorta sektörünün altı aylık mali tablolarına ilişkin bilgiler verdi. Kahramanmaraş depremi sonrası üstlendiği yaklaşık 70 milyar TL hasarla zor günlerde halkın ve ekonominin yanında yer alan sigorta sektörünün, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek için tüm kaynaklarını seferber ettiğini belirten Türkölmez, “Cumhuriyet’le yaşıt sektörümüz, Cumhuriyet’imizin 100. yılında 500 milyar TL prim üretimi hedefiyle finansal sistem içindeki yerini güçlendirdi” ifadelerini kullandı.
2023 yılının ilk yarısında 186 milyar TL prim üretimi
Sigorta sektörünün 2023 yılının ilk yarısında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 139 artışla 186 milyar TL prim üretiminde bulunduğunu aktaran Türkölmez, “Sektörün üstlendiği toplam tazminat, Kahramanmaraş depremlerinin de etkisiyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 273 artarak 165 milyar TL seviyesine ulaştı. Depremin etkisinin en yüksek olduğu yangın branşında ise sektörün üstlendiği hasar, 6 milyar TL seviyesinden yüzde 914 artışla 66 milyar TL seviyesine yükseldi” diye konuştu.
Trafik branşındaki olumsuzluklar diğer branşları da etkiledi
Türkölmez, sektörün, trafik dışındaki diğer branşlardaki teknik kârlılıkta olumlu seyir izlediğini belirterek “Maliyet parametrelerinde üst üste yaşanan artışlar, tazminat dışındaki aracılık ve yargılama giderleri gibi maliyet faktörlerinin giderek yükselmesine karşılık, primlerin serbestçe belirlenememesi, trafik branşı hasar prim oranının yüzde 142 gibi çok yüksek seviyelerde seyretmesine yol açtı” dedi.
Sigorta şirketlerinin, hayat dışı sigorta sektörü üretim portföyünün yüzde 26 pay ile en önemli unsuru olan trafik branşının tahrip edici etkisini bertaraf etmek için trafik dışı branşların gelirlerini azami şekilde artırma yoluna gitmek durumunda kaldıklarını söyleyen Türkölmez, “Trafik dışı branşlardan sağlanan teknik gelir ve kur artışı kaynaklı yatırım gelirlerindeki artış, hayat dışı sigorta sektörünün karını 3 milyar TL’den 23 milyar TL’ye yükseltti. Hayat emeklilik sektörü dâhil tüm sigortacılık sektörü toplam karı ise 30 milyar TL olarak gerçekleşti. Sektörümüz, geçmiş dönemlerde yaşadığı özkaynak kaybını telafi etmek için önemli bir performans gösterse de sigorta sektörü için çok önemli bir parametre olan prim-özkaynak dengesinin özkaynak aleyhine açılmasının önüne geçilemedi. Geçmiş dönemlerde özkaynakların 3 katı kadar prim üreten hayat dışı sektörde toplam prim üretimi öz kaynakların 4 katına çıktı” açıklamalarında bulundu.
Yılın ikinci yarısında prim özkaynak dengesi daha da bozulabilir
Türkölmez, yarı yılda yatırım gelirlerinde konjonktür gereği sağlanan yüksek performansın süreklilik niteliğinin olmadığına dikkat çekerek kur artışlarının neden olacağı gecikmeli enflasyonun oluşturacağı maliyet baskısının, şirketlerin yılın ilk yarısında sağladıkları kârı, yılın ikinci yarısında söz konusu etkileri azaltmada kullanacaklarını ve dolayısıyla da prim özkaynak dengesinin daha da bozulmasının beklendiğini söyledi.
Özkaynakları eriten unsurlar köklü şekilde çözüme kavuşturulmalı
Sürdürülebilir bir özkaynak yapısı için en başta özkaynakları eriten unsurların köklü şekilde çözüme kavuşturulması gerektiğini dile getiren Türkölmez, “Bunun için de trafik branşında belirli kıstaslar dâhilinde serbest tarifeye geçilmesi ve hem sigortalılara hem de tüm sisteme zarar veren uygulamaların ıslah edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu sayede özkaynaklarını koruma mücadelesini sürdüren şirketlerimiz, diğer sigorta branşlarının kaynaklarını kullanmak durumunda kalmayacaklar. Özellikle vurgulamak gerekir ki sigorta sektörü ne kadar güçlü bir özkaynak yapısına sahip olursa sigortalılarımıza ve ülkemize sağlayacağı koruma kalkanı da o kadar büyük olacak. Olası bir Marmara depreminin beka sorununa dönmesini engelleyecek bir rol üstlenerek ülke kaynaklarını koruması beklenen sigorta sektörünü böyle bir sürece hazırlamak için sürdürülebilir özkaynak büyümesini sağlayacak yolların önünün açılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.